Sonra, mücadeleci bir tipsen, kendini en çok oyalayacak; zamanını, ruhunu, beynini en çok yoracak ve seni acınla baş başa bırakmayacak bir şeylere asılırsın. Hüzünlerini, hasretlerini, acılarını enerjiye dönüştürürsün. Yorgunluktan baygın düşene kadar çalışırsın ama bu arada beynin, yüreğin dinlenir. Ve bir gün gelir ki; sen farkında olmadan, soluklanan yüreğin ruhunu da rahatlatmak ister. Yürüyüp devam etmen gerekirken, hayallerine, hatıralarına takılıp kaldığını farkedersin. Seni geçmişte tutan acıların yanında kalmaktansa, onları da yanına alıp yola devam etmek istersin. İşin garibi, yaşadıklarını kabullenip yürümeye devam ettiğinde, acının hafifleyerek, seninle geldiğini fark edersin. İşte o an, o segiliye olan aşkın hiç olmadığınca artar. Çünkü artık eskisi kadar acıtmıyordur.. Hem de artık, dokunamayacağın kadar uzaktadır, ulaşılmazın cazibesini taşır.. Ve.. işte, o andan sonra yenilenirsin. Aşkını, sevgisini, hiç kimsenin aynen dolduramayacağını kabullendiğin sevgiliyi, geçmişinin başköşesine koyar ve ondan geriye kalan kırıntılarla besleyebileceğin sevgilere yer açmaya başlarsın..
Dinle: Without you-Amber Rose Guitar Duo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder